2023 yılında çalışmaların daha çok arttığı önümüzdeki yıllarda da devam edecek uzun ve sağlıklı yaşam gündeminde, epigenetik bence hala çok önemli bir yerde. Hastalık potansiyelinin sadece yüzde 10’unun DNA’da kodlandığını, yüzde 90 gibi çok ciddi bir oranın kontrol edilebilir değişkenlerle şekillendiğini bilimsel çalışmalar gösteriyor. Toksinlerin azaltılması, beslenmenin iyileştirilmesi, strese verdiğimiz cevabın düzenlenmesi gibi yaşam tarzı değişiklikleri genlerin ifadesini önemli ölçüde değiştirebilir.
Çocukluk ve erken erişkinlik döneminde yaşanan duygusal travma ve anılar, yaşam boyu karşılaşacağımız sağlık sorunlarını etkileyebilir. Ve tekrar belirtmek istiyorum; epigenetik, genetik olarak yatkınlığımız olan kronik hastalıkların önlenmesi ve hatta geri döndürülmesi konusunda çok umut veriyor.
Öne çıkan konulardan bir tanesi de, damar dokusunun fonksiyonu ve nitrik oksit düzeylerinin korunması. Optimal kan akışı tüm organlar için çok önemli ve longevity protokolleri içinde damar sağlığı ve kişiselleştirilmiş uygulamalar gündemde olacak.
Demans grubu hastalıklarda da önemi artarak devam edecek bağırsak sağlığı ve bağırsak bariyerinin korunmasıyla ilgili çalışmalar daha spesifik olarak devam edecek. Özellikle Akkermensia muciniphila adlı bakterinin çoğaltılması, metabolizma, kilo kontrolü, bağışıklık ve longevity kriteri olarak daha önemli bir probiyotik olacak.
Odak konularda çalışmalar devam ederken, temiz bir beslenme, iyi bir uyku, hareketli aktif bir yaşam, temiz bir zihin, bilinçli bir öğrenme, iyi ilişkiler genlerimiz ve yaşam süremiz üzerinde her zaman etkili olacaktır.
Yaşlanmanın Sebepleri
Şu anda bütün dünyada üzerinde çalışılan yaşlanmanın çoklu sebepleri şöyle görünüyor:
- DNA hasarı ve bunun neden olduğu genom dengesizlikleri,
- Hepimizin iyi bildiği enerji üretimindeki ana organel olan mitokondrinin fonksiyonlarının bozulması,
- Metabolik değişikliklerin sebep olduğu yanlış besin algılaması,
- Kök hücrelerin tükenmesi,
- Telomerlerin aşınması,
- Hücreler arası iletişimin bozularak enflamasyonu hızlandıran moleküllerin üretilmesi,
- Sağlıklı protein metabolizmasının bozulması,
- Zombi dediğimiz yaşlanmış hücrelerin birikmesi ve uzaklaştırılamaması,
- Üzerinde en çok çalışılan, hepimizin günlük hayatta daha fazla karşılaşabileceğimiz epigenetik çalışmalar.
Bu faktörler üzerinde çalışırken araştırmacıların hepsinin ortak görüşü ise şu: “Bu faktörleri ne kadar düzenleyebilirsek, yaşlanmayı da o kadar yavaşlatabiliriz”. Ve tabii ek olarak, “Yaşlanmayı yavaşlatabilirsek, sebep olduğu hastalıkları da önleyebiliriz, hastalıkları anlayabilirsek daha sağlıklı ve uzun bir yaşam sürdürülebilir.”
Daha konuşacak çok şey var bir sonraki yazımızda görüşmek üzere…
Sağlıklı günler dilerim
ÖZLEM SARIKAYA